Alkol Bağımlılığı

Alkol Bağımlılığı

Alkol bağımlılığından bahsetmeden önce alkolü tanımamız ve kökenlerini belirtmemiz gerekir. Alkol, Arapça kökenli bir sözcüktür. "El-kühül", alkolün Arap dilindeki karşılığıdır. El tanımlama ifadesiyken, kühül çok ilginç bir anlama sahiptir: 

Rastık tozu(Bir çeşit madeni toz).

Alkolün kullanımı hemen hemen tarihin başlangıcına dayanır. Ne var ki, Orta Çağ'da, yeni fermente işlemleri bulunmuş ve böylece alkolün tadı zenginleştirilmiştir. Avrupalılar, bu keyif verici maddeye "Hayat İksiri" adını takmıştır. Viski gibi daha sert içkiler ise Spirit (Ruh) olarak adlandırılmıştır.

Alkol, sigarayla birlikte dünyanın en yaygın bağımlılık yapıcı maddesidir. Bilindiği gibi kolayca edinilebilmektedir.

Bilinçsiz ve aşırı alkol kullanımı, pek çok soruna gebedir: Ailesel sorunlar, boşanmalar, trafik kazaları(sıklıkla birden fazla kişinin ölümü veya yaralanmasıyla sonuçlanır) ve fazla tüketime bağlı ölümler bunların başında gelmektedir.

Alkol kullanımındaki sorunlar ikiye ayrılır: Alkol istismarı ve alkol bağımlılığı. Eğer kişi, günlük yaşantısını etkilemeyecek biçimde seyrek tüketimde bulunuyorsa, bu bir sorun olarak kabul edilmez.

Sigarada olduğu gibi alkol problemleri de, erkeklerde, kadınlarda olduğundan çok daha sıktır. Alkol sorunu yaşayan erkeklerin sayısı, alkol sorunu yaşayan kadınlardan hemen hemen üç kat fazladır.

Alkol sorunları yaşayan kişilerle ilgili pek çok veri bulunmaktadır. Bu kişiler, çocukluk dönemlerinde sıklıkla ailesel sorunlarla karışı karşıya kalmışlardır. Buna ek olarak depresyona meyilli kişiler, anksiyete eğilim kişiler ve saplantı-zorlantı bozukluğu olan hastalarda da alkol kullanımına sıkça rastlanmıştır. Bazı bağımlılar sosyopatik davranış gösterebilmektedir veya cinsel sorunlarını alkolle çözme yolunu seçmektedir.

Alkol istismarı yapanlar ve alkol bağımlıları, genellikle alkolü hızlı tüketmeyi tercih eder. Bunun nedeni basittir. Alkol hızlı ve kısa zamanda alınırsa çok daha çabuk karışır ve çakır keyiflik ve sarhoşluk daha kolay ortaya çıkar. Alkol yavaş alınırsa, kandan atılma süresi devreye gireceği için sarhoşluk daha az görülür. Elbette bu tolerans seviyesine de bağlıdır. Örneğin Japonlar, Çinliler, Koreliler'inde içinde bulunduğu Uzak Doğulu kişiler, genetik olarak alkole karşı daha zayıftır. Oysa ki Afrika, Amerika Kıtası ve Avrupalılar, daha yüksek tolerans gösterebilmektedir.

Alkol vücutta en çok karaciğeri yorar. Zira emilen alkolün yüzde 90'ını karaciğerde metabolize olur. Oksidasyan sürecinde alkol; su ve karbondioksitin de içinde olduğu maddelere dönüştürülür.

Bilinenin aksine alkol, uyku kalitesini artırmaz tam tersine önemli bir düşüş yaşanmasını sağlar. Alkol kullanımı sonrasındaki uykularda REM dönemi belirgin bir azalış gösterir. Uyku apnesi vakaları, alkolle birlikte muazzam bir yükseliş gösterir ve uykuda ölüm oranları trajik biçimde artar. Tansiyon sorunları, kalp ritim bozuklukları, kanser riskinin artması alkolün diğer zararlarından sadece birkaçıdır.